Paris'ten döndüğümden beri bu küçük şehirde olmayı geçtim, odamdan çıkmamam fena sinirlerimi bozuyor.
Yalnızlıklıktan nasıl zevk aldığımı düşünüp dururdum ama bu kez yalnızlığın iyi geldiğini söyleyemiycem.
Geçirilen birkaç mükemmel günden sonra, ışıklar açık kocaman odada radyo eksen dinleyerek uyumak. Bilmiyorum. Zor.
Bugün duş alıp markete gitmek üzere dışarı çıktım.
Marketin yakınlarındaki bankta bir çocuk gitarıyla bir şeyler çalıyordu. Yaklaştıkça şarkıyı seçebildim. Hoobastank- The Reason. Baya da olmuştu dinlemeyeli, ortaokuldaydım manyaklar gibi sarıp sarıp dinlediğimde, karışık kasedimin bir numarasıydı lan resmen. Şaşırdım ziyadesiyle. Ama çocuğun yanına gitmek gelmedi içimden. Önünden geçtiğimde arkamı dönüp baktım o da bana bakıyordu. Sigaram olsaydı yanına oturur yakardım bi tane, ama sigaram yoktu. Geri dönerken oturdum yanına. Meyveli yoğurt almıştım, bi tane ona verdim bi tane de kendim yedim. Sigara'dan daha sağlıklı bir giriş oldu en azından. Sonra da güle güle diyip kalktım gittim.
Yurtta kimse yok.
Bugün hava güzel, belki akşama doğru çıkar gölün o taraflarda şarap içerim.
Param çok azaldı.
Annemlerden istemeye pek yüzüm yok zira daha dönüş biletimi almadım.
Yarın Feist konseri var.
Hala bu kadar şanssız olduğuma inanamıyorum ya.
Nasıl kaçırırım, aklım almıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder