29 Eylül 2015 Salı

geri gelemeyecekler listesi

cümleleri, hisleri, elleri, dizleri
köşeleri, koridorları, buzdolabı kapakları
kopan kornişleri, hiç kullanılmayan tüplü televizyonları
şuna gülüşü ve ona gülüşünün arasındaki farkı
esnemesini, hapşurmasını, uyurken elini kıvırıp yüzünün neresine koyduğunu
sevişmeleri serinleten küçük vantilatörü

hangi şehire gidersen git, bütün plakçılarda aradığını da
ekle


16 Eylül 2015 Çarşamba

water the flowers keşke

Ev sahipleri neden bu odaya klima koymuş? bir fikirle çıkageliyorum. Frank Sinatra'nın bir gün bile Napoli'ye uğradığını sanmıyorum. uğradıysa da burada uyanmamış oldğuınu varsayıyorum. çünkü burası asıl "hiç uyumayan" şehirdir. dev pencerelerini açarsan odan inanılmaz estetik görünür. hem hava alırsın, güzel olur. ama. ammmaan allahım. bu ne gürültü. kapat kapat. şimdi de sıcak rahat vermiyor. ne yapmalı. hem camlar kapalı kulak sağlığını korumak hem sıcaktan pelteleşmemek için ne yapmalı. KLİMA!!!

bu da ev sahibimin, ve bu şehirdeki birçok ev sahibinin "klima koysak mı yaaee..??..." sorunsalını nasıl çözdüklerinin hikayesi.

yine de güzel. sokaklar kirli. şarap ucuz. peynir eriyince o denli uzuyor. çamaşırlar kurusa da iplerde illa ki birkaç gün bekletiliyor. insanlar renkli ve gürültülü.  tüm şehir balat.

içinizdeki yalnızlığı serinletmenin bir yolu bu yüzyılda keşfedilmedi ama dayanın.
bir gün o da çıkar.