30 Mart 2015 Pazartesi

taze söğüt dalı

Odanın bir köşesi sana ait.
Müzik güzel değil, bize öyle geliyor.
Madem sordun söyleyeyim,
Gözlerin bozuk değil, bir tek beni görüyor.
Parmak uçların omurgama dokunduğunda birkaç kapı açılır.
Güvenlik böyle aşılır.
Bir şey anlatıyorum, bitiremiyorum, aklıma bir başka şey geliyor, ondan başlıyorum
Bu arada sence çok mu konuşuyorum?
Cevabımı alıyorum, neden bahsettim sonra hiç hatırlamıyorum
Sen de bira bardakları çalıyormuşsun, bana hemen ipsiz sapsız hayaller kurmak düşüyor
Bir sepet temiz çamaşırmışsın gibi görüyorum şimdi seni
Kuruman için astığım oda birden eve dönüşüveriyor
Ne isen artık,
Ben evi terkedeli,
Uyuduğum her yerde geceleri parmak ucunda tuvalete kalkalı,
Hiçbir duvara çivi çakmayalı,
Kapıyı açınca anahtarı gelişi güzel fırlatmayalı,
kaç zaman oldu..
Ama sanki orada büyümüşüm gibi.
Tezgahta gördüğüm kivi hep benimmiş gibi.
Şurası kafanı koyduğun yer, şurası da benim nefes almamı sağlayan yer.
Gözlerin bozuk değil, ikisi de aynı yer.

26 Mart 2015 Perşembe

bir sersemliktir almış başını gidiyor yine

Ben senin gideceğini hiç göremedim.
Yanından da hiç ayrılmadım halbuki.
Sen, “bir sabah uyandığımda yoktun” değil, “bekledim bekledim o akşam eve gelmedin” de değil.
Sen küt diye yok oldun.
Böyle sihir gibi. Gerçek olmayan gibi. Anlatsam inanmazlar gibi. Sanki ben aklımı yitirmişim gibi. Gittiğin gerçeğiyle başa çıkamadığım için değil. Nasıl gittiğinin içinden çıkamadığım için.
Sen. Küt diye.
Aklım karmakarışık kaldı arkandan. Düşündüm durdum.
Gözlerini kapattığın zamanlarda bir terslik buldum.
Şimdi anlıyorum. Sen valizini topluyormuşsun gözlerini kapattığında.
Odalara veda ediyormuşsun teker teker.
Hangi kupayı yanında götüreceğine karar veriyormuşsun.
Diş fırçan zaten eskimişmiş, yenisini alırmışsın, o kalsınmış.
Japon balığı desen, bana seni hatırlatırmış.

Halının üzerinde çıplak ayak sesin kaldı.
Gecenin bir yarısı aniden çıtırdayan televizyonla beni başbaşa bıraktın.
Ritmine alışılması birkaç saat alan çok notalı damlatan musluğun son bestesini kaçırdın.
Anlamıyorum, buralarda olan bitenleri hiç öğrenemeyecek olma gerçeğine nasıl katlanıyorsun?

O gözler bu yüzden kapanıyordu, ben elimi ensende gezdirdim diye sanırken..


Yatakta da gözlerin kapanır haliyle, ama saygısızlık etmeyeyim ona şimdi, tarifsiz güzel uyurdun.

8 Mart 2015 Pazar

ama ah sizin bir de şu unutkanlığınız yok mu

Tek hayalimin, o yaz birkaç kere lunaparka gidebilmek olduğu yıllar
Daha fazlasını istemekle alakası yok, çünkü daha fazlası yok
her şey olması gerektiği miktarda, mükemmel ölçüde dolu tüm köşeleri beynimin
Yeri geliyor ölesiye kırıldığın aptallıkları düşünüyorsun, küçümsüyorsun gözlerini kısıyorsun her şeyi küçültüyorsun çünkü.
Sonsuzluğu bir an'da yakalayıp oraya kilitleyebileceğini sanan kız çok önceki fırtınalardan birinde tutunamadı uçtu gitti başka diyarlara, hafifçeydi zaten.
Şimdilerde yaptığın şeylerin hepsi durmakla ilgili.
Her şeyi biraz durdurabilmek amacıyla yapıyorsun
İşlerin hızını kaybetmesini istiyorsun
Yaşlana yaşlana uyuyorsun
Kaybettiklerini sonsuza kadar kaybetmemek umudu içindesin bir parça hep
Sanki hikaye daha bitmemiş, hikayenin tam ortasındaymışsın gibi hissediyorsun ya, o yüzden daha tam neyi kaybedip kaybetmediğin kesinleşene kadar üzülmeyi reddediyormuşsun.
Yedek klübelerini evin yapmışsın, dinlediğin birkaç grubun posterini, seni ifade ettiğini düşündüğün birkaç filmin özlü sözünü yapıştırmışsın duvarlarına.
Seni oradan kopartıp almak isteyenlere de.
Öyle çok şey yapmak istemişsin ki onlara, planlayamamışsın, tepki veremeden çekip almışlar seni.
Büyük oynayıp küçük küçük kaybederek uzun periyotlu bir hüzne kapılmışsın.
Seni tanıyan bir allahın kulu yokmuş gibi etrafta, bu seni rahatsız etmiyormuş çünkü sen zaten alışmışsın, büyük bir olay gibi gelmiyormuş.
Ta ki birisi sen ona sigarayı bırakmayı düşündüğünü söyledikten sonra sana tam destek verene kadar
Tam desteği de şöyle verene kadar "Sen istediğin şeyi yaparsın, yeter ki iste"
O an bir nefes çekmişsin içine. Oh demişsin. Bu benim bayadır hissetmediğim bir şey.
Beni yeterince tanıyor, tanıdığı yetmiyor bir de emin oluyor, sonra bunu dile getiriyor.
Bu, bir ilaçtır değerli okuyucu.
Bu her insanın düzenli alması gereken bir ilaçtır ama size bunu kimse şimdiye kadar söylememiştir.
İlacı almayı kestikten sonra belirtileri görmeye başlarsınız, isimlendiremezsiniz ama bir hastalığınız vardır artık.
Çok uzun süre sonra ilacı tesadüfen aldığınızda fark edersiniz ancak, eksikliğiymiş bunca zaman sizi hırpalayan.
Artık iyisiniz,
devam ediniz.

4 Mart 2015 Çarşamba

Mutlulugumu ve nesemi bircok insanla paylasabilirim, cunku bu benim bircok insanin yaninda cok rahat olmami saglar, bircok insanin da bana eslik etmesini normallestirir.
Huzunlu oldugum zamanlar, huzun diyorum naifligine siginarak kelimenin, huzunden keyif almanin insani bir icgudu oldugunu aciklayamadim cunku ben onlara, belki kelime darligindan, belki enerji yoksunlugundan, belki "anlatmaya nereden baslanir ki simdi"den, belki..
Huzunlu oldugum zamanlar, insanlari kaciriyorum. Sanki faturanin odenmesinin son gunuymus, sanki kutuphaneden alinan kitabi tam o gun teslim etmeleri gerekiyormus gibi, insanlarin aceleyle terk etmesini sagliyorum.
Bir allahin kulu kalmiyor, serinligini kullanacagim.
Kafam yaniyor, kafam.
Masa var orada. Tahta serinligi.
Yasla kafani.
O agacin nereden gelip nereye gittigini dinle.
Zaman gecsin.
Sen bir agac ile umulmaz bir muhabbete dal oracikta.
Herkes gitsin.
Faturalar varsa odenecek, kitaplar varsa teslim edilecek, varsin gitsinler.
Mutluluk tabii ki paylasildikca gercektir.
Siz huznu paylasmaya hic yanasmadiniz ki.




3 Mart 2015 Salı

Ama nasil iyiyim boyle

Ben baya iyi bir insanim ya. Boyle.pamuk gibiyim. Ama karsimda salak bir insan var. Assiri salak ve anlamiyor hicbir seyin degerini, o yonde. Ama anlayabildigi tek sey benim cok iyi oldugum. Onu biliyor bana accayip saygi falan duyuyor. Ama salak, o yonde yani. Neyse sonra kabul ediyorum ben de. Kafami sallayip sevmeye devam ediyorum. Ama doviz farki gibi isliyor bu aramiza. Cok cok yazik oluyor benim miktarima. Olsun. O insan inanamiyor benim nasil iyi olduguma. Cok sansli hissediyor kendini, hayatinda ben oldugum icin.
Ama ben, hep iyiydim zaten.
Sadece iyiligimi yanlis tuvallere boyuyorum hep.
Yanlis tuvali ben sectim.

edit: çok sarhoştum