10 Ekim 2012 Çarşamba

use your heart as a weapon
and it hurts like heaven

bu sözlerin ne kadar anlamlı olduğunu fark etmem için başımdan bir klinik beslenme dersinin geçmesi gerekiyormuş belki de lan.
en etkili ve tehlikeli silah kalp ama bedelini de cennnnnnett kadar acı çekerek ödüyorsun gibi gibi.

neyse.
Renk Muhabiri olarak son 10 günüm adamın biri tarafından akıl alamayacak kadar çok sayıda renge boyandığından gözler biraz kör oldu, rapor edemedim bu nedenle neler oldu neler bitti.

neler olduğunu unuttum. o yüzden en güncel bilgilerden gideyim. bugün türkiye'de kalan son 3 The Civil Wars biletlerinden birini aldım. şu konsere en çok birlikte gitmek istediğim insana diğer kalan 2 biletten birini alamadım çünkü koduumun kartı hata verdi. içime oturdu yani bir diğer deyişle.



sonunda  başlığı "ŞİŞMANLIK" olan konuya geçebildik lan. bu konuya gelebilmek için 2 sene boyunca gerçek anlamda kıçımızdan alev püskürtecek denli çabalamak gerekiyormuş demek ki.
bunu psikoloji okuyan bilge ile paylaştığımda  seneye "DELİLİK" başlıklı bir konu göreceklerini düşünerek umutlandı.

dün saçlarımı kestirdim. bugün de kestirdiğim kısa saçlarım sayesinde 7 dakikada duş alıp çıkabilmenin dayanılmaz hafifliğini yaşayarak okula gittim.

geçen sene 3 ay boyunca 3 kez açılıp kapanan kanal tedavili dişimin tekrar açılma zamanı gelmiş olmalı ki inanılmaz boyutlara ulaşan ağrısı başıma da vurup tüm günümü sikiyor. dersleri asıp dişçiye gideceğime inanamıyorum lan, daha az rock'n roll olamazdım galiba.

yine geçen sene bu zamanlar evimize giren ve bize oldukça neşeli günler yaşatan fındık faresi Ezine'nin kardeşi olduğunu düşündüğüm henüz isim koymadığımız bir fare var artık evimizde. İntikam almaya geldiğini salonda yemek yediğimiz masanın üzerine bıraktığı saçma bokları görünce anladım ve böbreklerime kadar korktum. tıpkı kardeşi Ezine'ye yaptığım gibi balkon kapısını açıp "BAK FARE... BİLİYORUM BURASI ÇOK EĞLENCELİ BİR PARK GİBİ GELİYOR SANA. AMA İŞ CİDDİ. ABİN BU DENEYİMİ CANIYLA ÖDEDİ. KİBARCA VE FAİRPLAY BİR RUHLA SÖYLÜYORUM. TERK ET BURAYI. OBANI BAŞINA YIKARIZ. YEDİ SÜLALENİN KÖKÜNÜ KAZIRIZ. KİMİNLE DANS ETTİĞİNİ BİLMİYORSUN. ŞİMDİ GİDİYORUM. İYİ DÜŞÜN TAŞIN. YUVANA DÖN. BURALAR SANA GÖRE DEĞİL. NO COUNTRY FOR FAREMAN"

haftasonu ilaçlama şirketi ile bu kan davasına bir son vericez. çünkü ya biz gideceğiz ya da Ezine'nin ailesi gidecek. VE DOSTUM İKAMETGAHINI DEĞİŞTİRMEYE ÜŞENEN BİR AİLE VARSA O DA BİZİZ.

daha demin abim masamdaki Lucky Strike paketinden bir sigara alıp yaktı ve sonra hayat üzerine ayakta 3 dakika muhabbet ettik. "güzel sigaraymış" dedi ve odamı terk etti. sigara içiyor olduğumu bilmemesi gibi hayati bir ayrıntıyı burda paylaşmak istiyorum. hikayenin ilginç kısmı buydu.

neyse. yarın erasmus ders eşleştirmeleriyle ilgili bilgi alıp ona göre başvurup başvurmayacağıma karar vereceğim. o kadar boktan bir konu ki bu, kararımı etkilemesinden kaçındığım adamın kararımı etkilememesine imkan yok aslında. öyle derine işledi boyaları..

odam yine içeri girdiğimde halının desenini göremeyeceğim kadar çok dağınık. formumdan hiçbir şey kaybetmeyip bilakis becerilerime beceri kattım.

bu da kesilip biçilmiş saçlarımdan bir kare.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder