26 Mart 2015 Perşembe

bir sersemliktir almış başını gidiyor yine

Ben senin gideceğini hiç göremedim.
Yanından da hiç ayrılmadım halbuki.
Sen, “bir sabah uyandığımda yoktun” değil, “bekledim bekledim o akşam eve gelmedin” de değil.
Sen küt diye yok oldun.
Böyle sihir gibi. Gerçek olmayan gibi. Anlatsam inanmazlar gibi. Sanki ben aklımı yitirmişim gibi. Gittiğin gerçeğiyle başa çıkamadığım için değil. Nasıl gittiğinin içinden çıkamadığım için.
Sen. Küt diye.
Aklım karmakarışık kaldı arkandan. Düşündüm durdum.
Gözlerini kapattığın zamanlarda bir terslik buldum.
Şimdi anlıyorum. Sen valizini topluyormuşsun gözlerini kapattığında.
Odalara veda ediyormuşsun teker teker.
Hangi kupayı yanında götüreceğine karar veriyormuşsun.
Diş fırçan zaten eskimişmiş, yenisini alırmışsın, o kalsınmış.
Japon balığı desen, bana seni hatırlatırmış.

Halının üzerinde çıplak ayak sesin kaldı.
Gecenin bir yarısı aniden çıtırdayan televizyonla beni başbaşa bıraktın.
Ritmine alışılması birkaç saat alan çok notalı damlatan musluğun son bestesini kaçırdın.
Anlamıyorum, buralarda olan bitenleri hiç öğrenemeyecek olma gerçeğine nasıl katlanıyorsun?

O gözler bu yüzden kapanıyordu, ben elimi ensende gezdirdim diye sanırken..


Yatakta da gözlerin kapanır haliyle, ama saygısızlık etmeyeyim ona şimdi, tarifsiz güzel uyurdun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder