17 Eylül 2012 Pazartesi

Bugun gidisimin serefine Tuba daha onceden aldigi bir poset mumu yakip odanin muhtelif yerlerine koydu. Atmosfer baya guzeldi de mumlar Paris icin aldigim mumlarla ayniydi ve boyle minik alevleri izlerken birden resmen cok keskin bir aci duydum.
Bunu ne zaman asabilecegimi bilmiyorum. Gecmiste yasadigim her guzel sey ileride geriye donup baktigimda agzima sican bir sey haline donusuyor. Paris olayi "guzel sey" diye nitelendirilmeyecek kadar ayri "bir sey" oldugundan oturu sanirim. Daha once boyle bi degisik aci yasamamistim. Neyse ki cok kisa bir an surdu. Sonra tekrar etraftakilerin seslerini duymaya basladim.

Victorija ile konustum yarin Vilnius'a gidip valizlerimi birakacagim. Sonra da aksam Varsova otobusume atlayip sabaha orda olucam. Umarim burdaki son belgelerimle ilgili bir problem cikmaz.
Simdi yathayim.
Yarin hayli erken kalkip cantalarimi hazirliycam.
Utena'ya bir daha gelecegimi sanmiyorum hayatim boyunca. Bir guzel vedalasayim son uykumda.

Adamin birine not: Galiba bundan sonra dinlenmeyecek sarkilar, okunmayacak siirler gibi yakilmayacak mumlar da girmis oldu hayatima. COK NESELİ BİR DURUM GERCEKTEN. Salak herif. Hayatima yaptiklarina bak. Seni sevmiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder