16 Eylül 2012 Pazar

Hala gideceğimin farkına varamıyorum lan.
Tüm gün 2 günü kalan ben değilmişim gibi saçma sapan yatmakla gevinmekle geçti, bir şeylerin ters gittiğini sezinlemiş olmalıyım ki birden ok gibi fırlayıp bavulumu hazırlamam gerektiğini düşündüm. Daha sonra saçma gardırobumuzun bana düşen saçma bölümündeki tıkış pıkış %80'inini hiç giymediğim kıyafetlerimi kucaklayıp 3 gün önce aramızdan ayrılan Nida'nın yatağına yığdım.
Baktım baktım baktım.
Sonra gözlüğümü çıkarıp bir süre o yığının üzerinde uyudum.
Uyandığımda akşam olmuştu.
Neyse ki Başak Burcu Orhun arkadaşım çıkageldi  ve çılgın tekniklerle bavulumun büyük kısmını hazırladık.
Sonra bana veda etmeli bir aktivite düzenlememiz gerektiği fikri ortaya atıldı.
Son kez Loreta'da Vistiena Kepsynis yemek istedim dolayısıyla Loreta'ya doğru yola çıktık.
Caddeden Loreta'nın ışıklarının yanmadığı görülebiliyordu ama inanmak istemedik ve kapının kilitli olduğuna inanmak istememiz gibi ve birkaç kez tekmeledikten sonra vazgeçmemiz gibi...
Ne yapacaktık.
Burak aylardır önünden geçip bir türlü suşi yemeye cesaret edemediğimiz Çin restoranını artık denemekten başka bir çaremiz olmadığını söyledi. cesaret edemiyorduk çünkü Litvanyada bir Çin restoranında hangi dili konuşacaktık lan?! Türkiye'deki bir çin restoranı bir bilinmeyenli denklemken Litvanya'daki bir çin restoranı iki bilinmeyenliydi ve dostum bizler iki bilinmeyenli denklem dersini kaçırmıştık..
Her neyse. Çin restoranına girdik ve yaklaşık bir saatte google translate'in de üstün yardımlarıyla litvanca ve çince yazan menüyü  kısmen türkçe'ye çevirebildik.
Ben "Müthiş gevrek keskin soya soslu brokoli tavuk" olduğunu düşündüğüm bir sipariş verdim.
Yemek sırasında muhtelif zamanlarda masamıza gelip kah masamıza para bırakmak isteyip kah bizimle el sıkışıp bir şeyler anlatmaya çalışan sarhoş litvanlar yemeğin sonunda garsonlar birlikte bize bir şişe şampanya gönderdiler lan.
Ben ömrümde böyle bir şey yaşamadım dostlarım.
Hemen kontrol ettim "yan masa" mı diye, evet yan masaydı!
BU DURUMDA YAN MASADAN BİZE ŞAMPANYA GÖNDERMİŞ OLDULAR LAN!


Sonra şampanyayı afiyetle "bump"latıp afiyetle hüzünlenerek yudumladık.
Çıkışta orhun garson kıza bahşiş olarak dolar verdi ve imzamızı atarak saçlarımızı savurarak mekanı terk etme şansı tanımış oldu bizlere.
Keyfimiz çok yerine gelmişti.
Son kez "Call Me Maybe"de dansetmek üzere Antika'ya uğradık ve call me maybe'den sonra vaka vaka çalan dj'i kırmayıp bir şarkı daha uzattık çıkışımızı. 
Bu gece gökyüzü çok güzel. Yıldızlardan duyan gelmiş duyan gelmiş adeta.
Şimdi yatağımda kalan kıyafetleri Nida'nın yatağına attım, dişlerimi fırçaladım, odamdaki sondan ikinci gecemi geçirmek üzere burdan ayrılıyorum.
Garip bir şey oturdu içime ama galiba bir yerlerden ayrılmak insana böyle hissettiriyordu.
Unutmuşum hemen.

Adamın birine not: Sen ne yapıyorsun ki şu anda? Orda da yıldız partisi var mı mesela? Çünkü Cemal Süreya'nın "öbür kıta" ile ilgili söylediği şey şu an bizim için geçerli değil, biliyorsun. ve baya az kaldı kollarına.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder